Kamu Muhasebe Yetkilisi ve Afyonkarahisar İHK Başkanı Süleyman Güneş yeni bir yazı kaleme aldı. “Bugün toplumda çok acı çeken kadın erkek ve çocuklar vardır önlem alınmazsa olmaya devam edecektir!” diyen Güneş, “İnşallah çalışma hayatı uluslararası standartlarda devam eder, herkes mutlu refah içinde çalışma ortamında çalışır insanlar mutlu bir iş ortamında çalışır. Mobbingsiz bir hayat diliyorum” dedi.
Güneş’in dikkat çeken yazısı şöyle:
“Mobbing Suçu Sadece Şahsi Değil, Yer Yer Kurumsaldır.  Günlük hayatımızda maalesef binlerce insan mobbing mağduru olarak yaşamlarını devam ettirmektedir. Hayatımızın büyük kısmı evimizden çok iş yerinde geçmektedir. İş hayatının da kendi içinde rekabet, iş hırsı, kâr, maliyet baskısı, kişisel hırslar ve stres taşıdığı da aşikardır. Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği Genel Başkanı İsmail AKGÜN mobbing ya da diğer adıyla iş yerinde psikolojik tacizi vebaya benzetiyor.  Çünkü önlem alınmazsa işletmenin diğer bölümlerine yayılması muhtemel bir olgudur. 
Mobbing’e bağlı olarak iş akitlerinin haklı ve geçerli sebeplerle feshedildiği veya tazminat davalarına konu örneklere çokça rastlamak mümkün. Peki, yaşamımızın her alanında karşı karşıya kaldığımız;
Mobbing nedir?
Ne değildir? 
Nasıl anlaşılır?
Ne yapmak gerekir?
Gelin anlatayım.
Mobbingin kelime anlamı; psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermektir. Türk Dil Kurumu, kavramın karşılığı olarak, “bezdiri” kelimesini belirlemiş ve iş yerlerinde belirli bir kişi ya da kişileri hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme olarak tanımlamıştır.
Ancak hâlihazırda “bezdiri” kavramı yerine daha çok mobbing kelimesinin kullanıldığı gözlemlenmektedir. Devletimizin bakanlığı olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın İş yerinde Psikolojik Taciz Bilgilendirme Rehberinde ise mobbing ile birlikte, “iş yerinde psikolojik taciz” kavramı kullanılmaktadır. 
Mobbing uygulayan kişiyi, peşin olarak anlayalım;
- Ruhsal problemleri olan,
- Bunu kendi normali kabul etmiş,
- Bu nedenle tedavi olmaya gerek görmeyen,
- Kişisel hırsları, ahlakını çürütmüş kimsedir.
- Suçludur.
Özellikle baskıcı olanı ve kurumu yöneten yöneticiler mobbing yapar! Sistemin bu kişilerle yürüyeceğini düşünürler. Sadece korku ve baskı ikliminde, personelin yeterince çalışacağına inanırlar. O nedenle, odağımız insan deseler de, odakları kendi arzularıdır.
Kurumsallaşan iş yeri olarak genişleyen ayrıca iş, personel ağını yönetebilmek için, kurallar daha sıkı hale gelse bile iş ortamında istediklerini yapmak için yöneticilerin baskıları tacizleri çalışanlara mobbing olarak yansıyacaktır. Yöneticilerin yapmış olduğu baskı mobbing sayesinde manevi kayıplar artacaktır. Yönetici için yönetilecek iş ve personel sayılarında meydana gelen artışlar olduğundan yönetilmesi gereken iş sahası personellerin fazlalığından yapılacak kontroller daha ‘da büyümüştür. İş yerinde çalışanların kontrol için daha katı olmak katı kurallar koymak gerekir ki, bu krallara uymayanlara ceza verilmesi baskı ve mobbing uygulamaları yöneticilerin baskılarını uymayan hakkını arayanlara karşı psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı yaratılmaya, ayrıca konulanlar sözde kendi kurallarına uymayanlar için emsal teşkil etsin, toplu bir ıslah sağlansın baskı devam edecektir.
Yani kısacası yapılan mobbinglerden, kurum yöneticilerinin çoğu zaman haberleri vardır.
Hatta bu mobbinglerin mimarı, yukarıda anlattığım gibi bazen kendileridir.
Kurumlarda baskıya uğrayan kişiler kendilerine baskı yapan yöneticinin kendisine mobbing yapanı tanır. İş yerinde çalışanlar kendilerine yapılan mobbing’i bu şekilde benimsemişlerdir. Sistem kurulmuştur ve o kişinin de katkısı önemlidir. Bu nedenle o kişinin mağdurlarının sesi hep kısılır. Çünkü kurum yöneticisi varlığını sürdürebilmek, personelin refahından önemlidir.
Kamu ve özel şirketlerde çalışanlar bu sistemin kurbanı olmuştur.
Çalışana gerek kamu’da gerekse çalışılan şirket değil sadece mobbing yapan yöneticidir. Mobbing yapanların ahlakdışı eylemlerine izin veren sistemdir.
Mobbing suçu hem yönetici’de hem sistem suçludur.
Bugün toplumda çok acı çeken kadın erkek ve çocuklar vardır önlem alınmazsa olmaya devam edecektir!
Fakat toplumlarda yapılan mobbingler etkisiz kaldıkça bugün bana yarın sana yapılacak ve unutulacaktır ne yazık ki yapanın yanına kar kalacak ve mobbing uymayanlar işini yapanlar bilgili donanımlı kişiler yaşadığı acı ile sürekli olarak mobbingle iş hayatına devam edecek hep mobbing uğrayanların acısı mobbing uğrayanı yakacaktır.
Genelde yöneticiler yapmış olduğu açıklamalarda bize şikâyet gelmedi çalışanlarımız iş yerlerine ait Etik kurallar çerçevesinde çalışıyorlar çalışma hayatı ile ilgili kurumumuza düşen bir şikâyet olmamıştır diyecektir.
Sistemin adaletine güvenirsen, şikayetini ediyorsun. Yoksa MOBİNG hep ve sürekli devam edip gidiyor hep toplumda acı ve bir o kadar depresyona sebep olup işini yapan düzgün onurlu insanlar hep yalnız kalıp sürekli olarak mobbingle yaşıyor acısı üzüntüsü yıllarca kuruma iş yerine yapmış olduğu hizmetler yapmış olduğu onurlu davranışla yaşamına devam ediyor.
Yapılan Mobbing hep baskıdır. Mobbing uygulayıcısı ve denetleyicisi hep çalışan ve alt tabakayı MOBİNG uğrayanı suçlu görür. Bakıldığında konu nettir olaya farklı açılardan bakmaktansa orasını burasını çekiştirmeye gerek yoktur.
Sorun ne dir derseniz Mobbing ana çözüm yok yapanın yanına kar kalır mobbing yapmaya revam eder.
Denetim mekanizmasının prosedür olarak tutulduğu bir yerde çözüm önerileri sıralamak, nafile çaba olacaktır.
Vitrinler insan hakları, kapı ardı şiddetle dolu olan bu coğrafyada mobbing çözülmeye değer görülmeyeceği gibi, yer yer gerekli görülecektir.
Üzgünüm.
Yapılan bir araştırmaya göre mobbing mağdurunun sağlık giderleri, kazancının üzerinde bir rakama tekabül etmektedir. Psikolojik tedavi, ilaç, doktor ve tahlil masrafları yanında iş veriminin azalması, hastalık izinlerinin artması gibi sonuçları sebebiyle mobbing ekonomik bağlamda yüksek kayıplara sebep olmaktadır.
Toplumda mobbing davranışları, iletişim kurulmasını engellemek yani sözünüz kesilir, yaptığınız iş sürekli eleştirilir, jest ve bakışlarla ilişki kesilir, yazılı olarak veya telefonda tehdit edilir.
Ayrıca toplum içinde sosyal ilişkilere saldırı, kimse sizinle konuşmaz, diğerlerinden ayrılmış bir iş ortamı sunulur, çalışanların sizinle ilişkiye geçmeleri yasaklanır, orada değilmişsiniz gibi davranılır.
Çok Çok Önemli olan ise itibara saldırı olur, arkanızdan kötü konuşulur, asılsız söylentiler çıkarılır, kararlarınız sürekli sorgulanır, özgüveninizi olumsuz etkileyen bir iş yapmaya zorlanırsınız.
Kişilik haklarına kişinin yaşam kalitesi ve mesleki durumuna saldırıda daha çok olur, hiçbir özel göreviniz yoktur, sürdürmeniz için anlamsız ve sahip olduğunuzdan daha az nitelik gerektiren işler verilir, işiniz sürekli değiştirilir, özgüveninizi etkileyecek şekilde işler verilir.
Yaşam kaliteniz yani kişi olarak konuşulanlar sağlığınıza doğrudan saldırı olur çok üzülürsünüz. Fiziksel olarak ağır işler yapmaya zorlanırsınız, fiziksel şiddet tehditleri yapılır, doğrudan cinsel taciz ve fiziksel zarar görürsünüz.
Toplumlarda bakıldığında Mobbing sanıldığının aksine sadece üstlerin astlarına karşı yaptığı bir eylem değildir ve toplumda üç şekilde meydana gelebilir:
Düşey Psikolojik Taciz: Üst konumda yer alanların astlarına yönelik olarak gerçekleştirdikleri psikolojik taciz vakalarıdır. Üstlerin, sahip oldukları kurumsal gücü, astlarını ezerek, onları kurumun dışına iterek kullanmasıdır.

Yatay Psikolojik Taciz: İş yerinde psikolojik tacizin fail veya failleri, mağdur ile benzer görevlerde ve benzer olanaklara sahip, aynı konumdaki iş arkadaşlarıdır. Örneğin; eşit koşullar içinde bulunan çalışanların çekmezliği, rekabet, çıkar çatışması, kişisel hoşnutsuzluklar gibi.
Dikey Psikolojik Taciz: Çalışanın yöneticiye psikolojik şiddet uygulamasıdır. Nadir görülen bir durumdur. Örneğin, çalışanların yöneticiyi kabullenememesi, eski yöneticiye duyulan bağlılık ve yenisinin kararlarının tanınmaması, kıskançlık gibi.
 Önlemede en önemli araçlardan bir tanesi mobbing konusunda verilecek eğitimlerdir. İş yerlerinde mobbing hakkında eğitim, yönetim düzeyindeki çalışanlar da dahil herkese verilmelidir. Herhangi bir kurum yöneticisi mobbingi teşvik etmemeli ve ona göz yummamalıdır. Genelde kurumlar mobbingin ekonomik ve sosyal maliyetlerini bilmekte ancak mobbingin önlenmesine yönelik program ya da politikaları uygulamamaktadır.
Bireylere de büyük görev düşmektedir. Mobbingin tarafları sadece tacizci ve mağdur değildir. Aynı zamanda bu tacizi izleyenler de izleyici olarak taraftırlar. Bunlar, mobbing’ ci veya mağdur olmayan, ortam izleyicisi ve Mobbing’e ses çıkarmayan kimselerdir. Bu kişilerin de sadece seyirci olarak kalmayıp mobbingi önleme konusunda çaba göstermesi gerekmektedir. 
Kendisine ve çevresine gerek sosyal yaşantısında gerekse iş hayatından Mobbing ile ilgili olası bir dava açarak hakkını savunacak ve kapsamında uygulanacak hukuka başvurmalıdır.
Bizim güvencemiz olan Anayasamızın 125. maddesi; “İdarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır…” Anayasa’nın 128. maddesi; “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Ancak, mali ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır. Anayasa’nın 129. maddesi; “Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler. Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez. Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.”
Yine Türk Ceza Kanunu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 94. maddesi; “Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur… Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.”
Yine kanun burada bizim için Türk Borçlar Kanunu, Yeni Borçlar Kanunu’nun 417. maddesi; “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve iş yerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.”

Çalışan İşçiler için İş Kanunu, İş Kanunu hükümlerinde doğrudan psikolojik taciz kavramına yer verilmemiş olmakla birlikte; Eşit davranma ilkesi (Madde 5), Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi (Madde 22), İşverenlerin ve işçilerin yükümlülükleri (İş sağlığı ve güvenliği konusunda) (Madde 77), kapsamında konunun değerlendirilmesi mümkün görülmektedir.
Devletimiz 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, Devlet Memurları Kanunu’nun 10. maddesi; “… Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır…” Devlet Memurları Kanunu’nun 11. maddesi; “Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar.” Devlet Memurları Kanunu’nun 17. maddesi; “Devlet memurları, bu kanun ve bu kanuna dayanılarak yayınlanan tüzük ve yönetmeliklere göre tayin ve tespit olunup yürürlükte bulunan hükümlerin kendileri hakkında aynen uygulanmasını istemek hakkına sahiptirler.” Devlet Memurları Kanunu’nun 18. maddesi; “Kanunlarda yazılı haller dışında devlet memurunun memurluğuna son verilmez, aylık ve başka hakları elinden alınamaz. Devlet Memurları Kanunu’nun 21. maddesi; “Devlet memurları kurumlarıyla ilgili resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaat; amirleri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikâyet ve dava açma hakkına sahiptirler.”
Ülkemizde mobbingle ilgili olarak uygulanacak yollar belli ama yine de iş yerlerinde ve çalışma hayatımızda sürekli olarak uygulanan haksızlara son söz olarak söylemek gerekir ki Mobbing, ülkemizde yeni bir kavram olmasına rağmen sıkça duyulmaktadır. İş, bireylerin yaşamlarında en önemli parçalardan bir tanesidir. Bu sebeple bireylerin iş yerindeki çalışma arkadaşlarının tavırları büyük öneme sahiptir. Aslında iş yaşamında kişilerin adil ve uygun çalışma koşullarına sahip olması aynı zamanda bir insan hakkıdır. İş yerinde bir çalışana nasıl davranıldığı, insan hakları konusudur ve iş yerinde mobbing insan haklarını ihlal niteliğindedir. Öncelikle mobbing sorununun varlığını tespit etmek gerekir.
Mobbing tek bir eylem olmadığı gibi, iş yerlerinde yaşanan her bir olumsuzluğu da psikolojik taciz olarak kabul etmemek gerekir. Psikolojik taciz, tekrarlanan, sürekli, sistematik ve uzun süreli bir saldırıdır. Ancak kurumların yapmış olduğu uygulamaların mobbingi artırma veya azaltmada çok önemli bir yere sahip olduğu da unutulmamalıdır.
Bu kapsamda, psikolojik tacizi önleyici politikalar geliştirilmeli, başta yöneticiler olmak üzere tüm çalışanlara mobbing konusunda eğitimler verilmelidir. Eğitimler kurum içinde mobbinge yönelik farkındalığı artıracak, çatışmaların başladığı ilk aşamada durdurulmasını sağlayacaktır. Kurumlarda ayrıca herhangi bir mobbing vakasında çalışanlara rehber niteliğinde kılavuzlar hazırlanmalı, herhangi bir çalışan mobbinge maruz kaldığını bildirdiğinde herhangi bir yaptırımla karşılaşmayacağı konusunda güvence verilmelidir.
Yine herhangi bir mobbing iddiası titizlikle araştırılmalı, bu konuda soruşturma açılarak gerçek sonuca ulaşma konusunda irade gösterilmelidir. Mobbingin varlığında da gerekli hukuksal süreçlerin yürütülmesinden çekinilmemelidir.
Gerçek mobbing vakasına maruz kalan mağdura destek olunmalıdır. İş yerinde psikolojik tacizi önlemek için alınacak tedbirlerde, bu yöndeki iddiaların araştırılması ve soruşturulmasında “gizliliğin korunmasına” özel önem verilmelidir. Bu hususlar aynı zamanda işverenin sorumluluğudur.
Bilindiği üzere mevzuatımıza ilk kez Türk Borçlar Kanunu ile giren “psikolojik taciz” ifadesi “İşçinin kişiliğinin korunması” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu hükümle, işçinin iş yerindeki psikolojik tacizlere karşı hukuki güvence altına alınması konusunda önemli bir adım atılmıştır. İşverenin bu maddeye aykırı davranışları sonucu ortaya çıkan zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabi tutulmuştur.
Mobbing uğrayan tüm dostlara sabırlar diliyorum.
İnşallah çalışma hayatı uluslararası standartlarda devam eder herkes mutlu refah içinde çalışma ortamında çalışır insanlar mutlu bir iş ortamında çalışır
Mobbingsiz bir hayat.
Sevgi ile kalın.