Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, ATSO Meclisi’nin 2024 yılı Temmuz Ayı olağan toplantısında güncel gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Serteser şu ifadeleri kullandı: “Dış İlişkiler çalışmalarımız kapsamında geçtiğimiz ay, Özbekistan’ın en büyük ikinci eyaleti olan Namangan eyaletinin Valisini ve beraberindeki heyeti İlimizde misafir ettik. Heyet özellikle termal otel alt yapısı ile ilgili şehrimize geldi. Otellerimizin alt yapısı ve termal su kullanımı ile ilgili incelemelerde bulunan heyet, Odamızda sektörel toplantı gerçekleştirip tecrübe paylaşımında bulundu.
Milli Komite Yönetim Kurulu Üyeliği’ni yaptığım Milletler Arası Ticaret Odası’nın (ICC) Genel Kurul ve Yönetim Kurulu Toplantısı’na katıldım. TOBB Başkanımızın idaresinde gerçekleşen toplantıda, birazdan sizlerle de paylaşacağım, piyasalar ile ilgili görüş alışverişinde bulundum.
Geçtiğimiz hafta Dünya Odalar Federasyonu ve TOBB Başkanımız Sn. M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nu misafir ettik. Heyette TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Ülken ve TOBB’un en önemli iştiraki olan ve birlikte çalıştığım, Gümrük ve Turizm İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Arif Parmaksız da yer aldı. Öncelikle Ticaret Borsamızın lisanslı depoculuk tesisinin açılışını gerçekleştiren Başkanımız, Dinar, Sandıklı ilçelerinde Oda-Borsa ve Belediye ziyaretlerini gerçekleştirdi. Afyonkarahisar Valimizi ve Belediye Başkanımızı ziyaret ettikten sonra Odamızda bizlere hitap etti.
Bu arada lisanslı depo yatırımı ile başarılı işlere imza atan Afyonkarahisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Mehmet Mühsürler ve ekibini tekrar tebrik ediyorum.
Sayın Meclis Üyelerimiz, sizlerin huzurunda TOBB Başkanımızdan, Odamızın arsasının alınması, G3 platformunun Afyonkarahisar’da yapılması ve Oda-Borsa Futbol ligi ile ilgili taleplerimizi ilettik ve kendisi de elinden geleni yapacağını bizlere söyledi. İlimize gelip bizleri onurlandıran, taleplerimizin gerçekleşmesi için her zaman üstün gayret gösteren, TOBB Başkanımıza sizlerin huzurunda şükranlarımı tekrar arz etmek istiyorum.”
ATSONET ÇALIŞMALARIMIZI TAMAMLADIK
“Üyelerimizin online olarak daha rahat ve kolay iş yapabilmeleri için ATSONET çalışmalarımızı tamamladık.” diyen Serteser sözlerini şöyle sürdürdü:
“Oda faaliyetlerimizle ilgili sizlere son bir duyuru yapmak istiyorum. Günümüzde ikiz dönüşüm süreci önemli bir dönüm noktası oldu. ATSO olarak bu durumun öneminin farkında olduğumuz için Yeşil Dönüşüm ve Dijital Dönüşüm süreçlerine Oda olarak da uyum sağlama çalışmalarımızı hızla yapmaktayız. Yeşil Dönüşüm Süreci ile ilgili olarak 2013 yılında yapılan fizibilite çalışmaları, 2015 ve 2017 yıllarında proje olarak yapılan yenilenebilir enerji çalışmaları ve 2020 yılında sıfır emisyon vizyonu ile alınan Yeşil Bina sertifikası sonucunda DÜNYANIN EN YEŞİL BİNASI seçilmemiz, yeşil dönüşüme bakış açımızın ispatı durumunda. İkiz dönüşümün diğer odak noktası ise Dijital Dönüşüm. ATSO olarak hem dijital dönüşüm hem de iş yapma kolaylığı vizyonumuz ile çalışmalarımızı yapıyoruz. Üyelerimizin online olarak daha rahat ve kolay iş yapabilmeleri için ATSONET çalışmalarımızı tamamladık. E-Devlet üzerinden, kısa mesaj doğrulaması ile güvenli üyeliklerini yapan üyelerimiz, online hizmet sunduğumuz bütün işlemlere ve şirketlerinin bilgilerine tek bir sayfadan ulaşabilecekler. Sürekli geliştirebileceğimiz sisteme siz meclis üyelerimizin dahil olmalarını ve programın yaygınlaştırılmasında desteklerinizi hassasiyetle rica ediyoruz.”
HARCAMA BASKILARI HALA SÜRÜYOR
“Yılın ilk altı ayındaki sürece baktığımızda harcama baskılarının sürdüğünü görmekteyiz. Bu duruma ek önlemler alınmazsa, bütçe açığı ve borç stokundaki bozulmanın devam edeceğine dikkat çekilmekte.” diyen Serteser sözlerinin devamında sözlerine şöyle devam etti:
“Ülkemizin Haziran 2024’te %1,64 olan aylık tüketici enflasyonu G20 ülkeleri ile kıyaslandığımızda yüksek seviyelerde kaldığını görüyoruz. Bunun yanında son zamanlarda aldığı değerlere kıyasla belirgin biçimde azalarak son haftalarda 252 baz puan civarında seyreden risk priminin daha düşük düzeylere inmesi gerekmekte. Zannediyorum daha düşük seviyelere inecek.
Uygulanmakta olan ekonomi programında, büyümeyi sürdürülebilir bir yola oturtmak; enflasyonu, faizleri, risk primlerini düşürmek gibi kısa vadeli amaçlara ulaşmak için ilk olarak cari işlemler açığından doğan finansman ihtiyacı acilen çözülmelidir. Merkez Bankası rezervlerindeki artışın, bu sorunun azalacağının bir göstergesi olduğunu ekonomistler belirtiyor. Diğer çözülmesi gereken sorun ise deprem harcamalarıydı. Yılın ilk altı ayındaki sürece baktığımızda harcama baskılarının sürdüğünü görmekteyiz. Bu duruma ek önlemler alınmazsa, bütçe açığı ve borç stokundaki bozulmanın devam edeceğine dikkat çekilmekte.
Ekonomik istikrarı sağlamayı amaçlayan mevcut programdan vazgeçilmediği sürece, enflasyon için en kötüsü geride kaldığını daha önceki konuşmalarımda da söylemiştim. İlk olarak, 2023’ün Temmuz ve Ağustos aylarında düşmeye başlayan yıllık enflasyon yerine daha düşük aylık enflasyon rakamlarını gözlemleyebileceğimiz belirtiliyor. İkincisi, Türk Lirası’nın uzun bir süredir değerini koruyor olması enflasyonu düşürecek gelişmelerden bir tanesi. Üçüncüsü TL cinsinden yüksek kredi faizleri ve enflasyonla mücadele açısından makul düzeylere çıkmış TL cinsinden mevduat faizlerinin enflasyonu azaltıcı etkileri de görülmeye başlanacak. Dördüncüsü ise, bu gelişmelere paralel olarak enflasyon bekleyişleri de düşecek ve bu düşüş ilerisi için geçerli olacak ticari faaliyetlere de yansıyacaktır.
Gerçekleşme ihtimali yüksek olan bu olumlu gelişmelere karşın önemli bazı riskler bulunduğunun da altını çizmemiz gerekiyor.
Birincisi, kredi piyasasına getirilen kısıtlamalar sonucunda kredi faizleri enflasyonla mücadele açısından gerekli olan seviyenin üzerine çıktı.
İkincisi, daha önce belirttiğim gibi yüksek bütçe açığı.
Üçüncüsü, Mayıs 2023 seçimlerinden sonra başlayan Hükümetin mali programının toplum tarafından desteklenmesi sağlanmadıkça enflasyonla mücadelenin ne kadar süreceği sorusu zihinlerde hep yer alacaktır.
Dördüncüsü ise, Ağustos verisi açıklandıktan sonra enflasyonun 2024 sonunda Merkez Bankası’nın tahminine yakın bir düzeyde gerçekleşeceğinin görülmesi ile birlikte düşüş sürecinin 2025’te de devam edeceğine dair toplum beklentisi oluşacaktır. Bu beklentinin devam edebilmesi için Merkez Bankası’nın açıklaması dışında politika faizi ile ilgili yorumların olmaması önem arz etmektedir.”
TASARRUF TEDBİRLERİNİN EKONOMİK DENGELERE OLUMLU YANSIMASI BEKLENİYOR
“2025-2027 yıllarını kapsayacak programda en önemli başlığın tasarruf olacağı konuşuluyor.” diyen Serteser sözlerini şöyle noktaladı:
“Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın açıklamasına, Haziran ayında belirgin zayıflama gösteren enflasyonun Temmuz ayında geçici olarak artacağına işaret edildi. Buna karşın enflasyonun yavaşlama eğiliminin devam edeceğini vurgulayan Para Politikaları Kurulu, enflasyon beklentisi ve piyasa fiyatları değerlendirmesi neticesinde bildiğiniz gibi politika faizini %50’de sabit bıraktı.
Ülke kredi notumuzu STANDARD&POORS Mayıs ayında B negatif’ten B pozitife; Mart ayında FITCH RATINGS B negatif olan kredi notumuzu B pozitife çekmişti. MOODY’S ise ülke kredi notumuzu B3 durağandan B1 pozitif yaparak notunu 11 yıl sonra yükseltmiş oldu ve görünümümüzü pozitif olarak korudu.
Bununla birlikte, KKM stoku, TL bazında zirvesi olan geçen yıl Ağustos ayına kıyasla 47 haftadır kesintisiz gerileyerek 1,5 Trilyon TL azaldı. KKM’nin payı azalırken TL mevduatın toplam mevduat içindeki payı 19 puanın üzerinde artarak %51,2 seviyesine ulaştı.
Eylül ayında güncellenecek orta vadeli program için hazırlıkların başladığını biliyoruz. 2025-2027 yıllarını kapsayacak programda en önemli başlığın tasarruf olacağı konuşuluyor. Tasarruf tedbirlerinin ekonomik dengelere olumlu yansıyacağı bekleniyor.
Dış politika gelişmelerine baktığımızda, İran’daki seçim ve siyasi süreç, Avrupa Birliği’nin Rusya’ya, geniş bir yelpazede yaptırımlarını 6 ay daha uzattığını açıklaması, ABD Eski Başkanı ve Başkan adayı Donald Trump’a suikast girişimi, ardından Joe Biden’ın aday olmayacağını açıklaması hareketli ve sıcak uluslararası gelişmeleri karşımıza çıkarmakta. Yakından takip edeceğimiz bu süreç de elbette ekonomileri temelinden etkileyeceğini düşünüyorum.
Confucius, “Başarı, her düştüğünde yeniden kalkmakla ilgilidir” demiş. Bugünleri de iş dünyamız ve toplumumuzun tüm kesimlerinin, başarılı bir şekilde atlatacağına hiç şüphemiz yok.” ifadelerini kullandı.