Sabri Bektöre Konferans Salonunda düzenlenen İstanbul Milletvekili ve Birleşmiş Milletler Barış Elçisi Av. Serkan Bayram’ın konuşmacı olarak yer aldığı konferansa; AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, İİBF Dekanı Prof. Dr. Gökhan Demirtaş, Bolvadin Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Fişne, Ankara Gören Kalpler Eğitim ve Spor Vakfı Ege Bölge Koordinatörü Öznur Kırman ile birlikte öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Konferansın açış konuşmasını yapan AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, AKÜ’nün engelli öğrenciler ve personel noktasında farkındalığın yüksek olduğu bir yükseköğretim kurumu olduğunu belirtti. Yükseköğretim Kurumu tarafından her yıl düzenlenen Engelsiz Üniversite Ödüllerinde AKÜ’nün pek çok başarı elde ettiğini anlatan Özdemir, “Üniversitemiz engelsizlik anlamında turuncu bayraklara sahip. Her yıl Mekanda Erişim Kategorisinde binalarımızı ve kampüsümüzü düzenlemek adına sürekli çalışıyoruz ve kendimizi yeniliyoruz. 2024 yılında 5 tane turuncu bayrağımız var. 2019 yılından bu yana her yıl turuncu bayrak alıyoruz. Bu alanda Üniversitemiz, Türkiye’nin öncü üniversitelerinden birisi” dedi. AKÜ Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı Kütüphanesinde görme engelliler için Braille alfabesiyle hazırlanmış veya seslendirilmiş kitapların var olduğunu ifade eden Özdemir, şunları kaydetti:
“Aynıca Türkiye’de Braille alfabesiyle nota yazan bir konservatuvara sahibiz. Konservatuvarımızda engellilere özel hizmet verebiliyoruz. Eğer bir öğrencimiz engelli ise biz onlara sınavlara özel durumları varsa ona yönelik olarak özel kararlar alabiliyoruz. Lisansüstünde hemen hemen her ilanda tüm branşlarda engelliler için ayrı kontenjanlarımız var. En son 2024 yılı için 50 tane farklı branştan engelli kontenjanı ayırmışız. 23 başvuru olmuş ama 8 tanesi kayıt yaptırmış. 23 kişiyi kabul etmişiz ama onlar başka yerleri de kazandıkları için tercihlerini başka yerlerde kullanmışlar.”
“BUĞDAY TANESİ BİR UMUT PROJESİ”
Açış konuşmasının ardından İstanbul Milletvekili ve Birleşmiş Milletler Barış Elçisi Av. Serkan Bayram’ın “Yönetime Eşit Katılım ve Engelsiz Yaşam” temalı sunuma geçildi. Buğday Tanesi filminin konusu, yaşam hikayesi ve Buğday Tanesi çalışmaları hakkında bilgi veren Bayram, şu bilgileri paylaştı:
“Buğday Tanesi mücadele demek, bereket demek. Yere düştüğünde değil, vazgeçtiğinde kaybedersin. Asla vazgeçmeyeceğiz, pes etmeyeceğiz. Buğday Tanesi bir umut projesidir. Pes etmeyeceğiz. Ellerimizle tutamadığımızı gönlümüzle ve kalbimizle tutacağız. Hiçbir zaman bırakmayacağız. Buğday Tanesi milyonların sesi, milyonların hikayesidir. Paris Uluslararası Film Festivalinde bin 428 filmin içerisinde birinciyiz. Amerika, Kanada, Nijerya, Bangladeş, İsveç ve İsviçre gibi her yerden ödül alıyoruz. Dünyada bir umuda yolculuk projesine dönüştü. Bir filmden öteye gitti. Engelliye umut, umuda yolculuk. Engelli olmayana da motivasyon ve empatiyi katıyor. Engelliye şunu yapamazsın demek hoş değil. Onu motivasyon olarak geriye götürür. Buğday Tanesi, bir filmden ötesidir. Ülkemde engelli vali ,büyükelçi, kaymakam onların anılarıyla harmanlanarak Hollywood ile beraber Buğday Tanesi 2 Ayna’yı yaparak ülkemizi demokrasi ve insan hakları açısından geldiği yeri dünyaya göstermek istiyorum. Buğday Tanesi Vakfını kurduk. Dünyada örgütleniyoruz. Tayland’dan 5 milyon dolar hibe aldım. Gaziantep’te Buğday Tanesi Ortez ve Protez Merkezini açarak depremde engelli kalan kardeşlerimizin tedavisini yapıyoruz. Kocaeli’nde Buğday Tanesi Engelsiz Yaşam Köyünü yaptık. Refahiye’de Buğday Tanesi Parkını açacağız. Yani engelsiz bir dünyayı hep beraber inşa edeceğiz. İnanmak başarmanın yarısıdır.”
“DEVLET, GÖNÜLLE, DÜŞÜNCE VE BEYİNLE YÖNETİLİR”
İstanbul Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra yaşadıklarını ve 1983 yılında çıkan yasayı neden kaldırmak istediğini anlatan Bayram, şunları söyledi:
“1992 yılında Hukuk Fakültesine girdim. 1996 yılında mezun oldum. 1997 yılında Marmara Üniversitesinde yüksek lisansa başladım. Hakimlik sınavına girdim. Mülakata çağrıldım. Ankara’da Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) binasında mülakata girdim. HSK’nın kapısı topuz. Topuz’u tek elle açamayınca gördüler. Sonuç açıklanınca elendik. Hakimler ve Savcılar Kanunu 1983 yılında çıkan 8. maddesi kaotikti; elendik. ‘Alışılmışın dışında çevrenin yadırgayacağı vücut bulunmaması’ maddesinden elendim. Kimsenin şeklinden şemalinden dolayı engellenmediği bir dünyayı kurmak istiyoruz. Hayalimiz bu. Devlet elle ayakla yönetilmez. Devlet, gönülle, düşünce ve beyinle yönetilir. Önemli olan buralarda engelinin olmaması. Hakimlik olmayınca avukatlık büromu açtım. 20 yılda 10 bine yakın vekalet aldım. Çalışkan ve azimliydim. Sonra siyasete girdim. 20 yıldır aktif siyasetteyim. 2015 yılında Erzincan’dan milletvekili seçildim. Düştüğüm topraklarda kalktım. Yaş 41. Refahiye ilçemizde 40 gün yoğun bakımda kaldık, 41. gün yaşamıştık. 41 yaşında da düşmüş olduğum topraklarda Allah kalkmayı nasip ederek, devletime ve milletime, insanlığa faydalı olmamı düşündü. Bu kanun benim için de bir acıydı. Milletvekilliğimin ikinci döneminde bu konuyu gündeme getirdim. Cumhurbaşkanımın riyasetiyle her alanda olduğu gibi engelliler alanında da ciddi reformlar yaptık. Yasayı oybirliği ile değiştirdik. Bu arada sınavlar, mülakatlar oldu. Her sınavda engelli kardeşlerimiz hakim ve savcı oldu.”
Kamuda devletin 3 saç ayağı olduğunu ve bu konuda hedeflerini anlatan Bayram, engelliler ile yapılan çalışmalar hakkında şunları söyledi:
“Hedefimiz ne? Neyi hedefliyoruz? Kamuda devletin 3 saç ayağı var; yasama, yürütme ve yargı. Yasamada engelli milletvekilimiz var. Yargıda engelli hakimi var. Şimdi yürütmede kaymakam, vali, büyükelçi ve bakan. Bunu hep birlikte kuralım istiyorum. Kimse engelinden dolayı geri kalmasın. Dünyada örnekleri var. Biz çok yol kat ettik ama bunları da başaracağız.”