CHP İl Başkanı Faruk Duha Erhan düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Bugün 6 Şubat. 53 binin üzerinde can verdiğimiz, 10 şehrimizi yıkan deprem felaketinin üzerinden tam 2 yıl geçti. Yaklaşık 10 saat önce 4’ü 17 geçe partililerimizle birlikte il binamız önünde ülkemizin yaşadığı acıyı paylaşmak ve depremde hayatını kaybedenleri anmak için saygı duruşunda bulunduk. Aynı zamanda deprem öncesi ihmallerle, deprem sonrası yanlış uygulamalarıyla bu felaketi derinleştiren AKP hükümetinin yaptıklarını da unutmadık. 3 gün boyunca hazır bulunan askerimizi müdahale ettirmediklerini unutmadık. Kafasını sokacak çadır bekleyen vatandaşa çadır sattıklarını da unutmadık. Umarız memleketimizin hiçbir şehrinde böyle bir deprem meydana gelmez çünkü maalesef şehirlerimiz deprem felaketi için hazır değil.

Adalet her gün daha da kötüye giderken, vatandaşımız adliye koridorlarında hukuk mücadelesi verirken, bir davanın sonuçlanması yıllar alırken İmamoğlu’nun iddianamesinin hazırlığı ışık hızında gerçekleşebiliyor. Bu iddianamenin hazırlanma hızı Türkiye rekoru olabilir. Neden korkuyorsunuz? Nedir bu aceleniz? Genel başkanımızın Sayın Özgür Özel’in çağrısıyla tüm halkımızı partimize üye olmaya, Cumhurbaşkanı adayımızı belirlemek için oy kullanmaya davet etmemizin hemen sonrasında bu yollara giriyorsanız acelenizin sebebi belli. Çok iyi biliyorsunuz ki bir sonraki seçimde Türkiye Cumhuriyet’inde Cumhuriyet Halk Partili bir Cumhurbaşkanı olacak.”

ENGELLİLERİN ÖNÜNE SÜREKLİ YENİ ENGELLER KOYUYORLAR

“Hükümet en son 3 yıl önce 5.841.000 engelli olduğunu açıklasa da bu sayının çok daha fazla olduğu ileri sürülmekte.” diyen Erhan sözlerinin devamında şunları söyledi:

“2022 yılında yapılan araştırmaya göre Türkiye’de engellilerin sadece %15’i istihdam edilebilmiş durumda ve bu oran yıldan yıla da düşüş göstermekte. OECD ülkeleri ortalaması engelli bireylere ayrılan bütçe toplam bütçenin yüzde ikisiyken, Türkiye’de binde bir oran ayrılıyor. Hükümet engelli bireylere anayasal haklarını bile veremezken 2025 yılı engelli bireyler için de daha zor bir yıl olarak başladı. 5 yıl olan araç değiştirme periyodunu, 10 yıla çıkararak ve millilik oranı kıstası getirerek onları çoğunun bagajına tekerlekli sandalye bile koyulamayan 4-5 modele veya 10 yılda arızalar baş gösterecek araçlara muhtaç bırakıyor. Engelli vatandaşlarımızın hayatları daha da zorlaşırken engelli raporu almak da artık çok daha zor. Daha önce 3 farklı rahatsızlığından yüzde 30 oranında engeli olan vatandaşımız yüzde 90 engelli kabul edilip emekli olabilirken şimdi tek rahatsızlıktan yüzde 40 engeli olması gerekliliği şart koşularak emekli olamıyor. Daha önce yüzde 90 engeli olan vatandaşımız yeni düzenlemeyle prim gün sayısını tamamlamış olmasına rağmen emekli olamıyor. Engellilerin önüne sürekli yeni engeller koyan bu düzenlemeler asla kabul edilemez.”

ÇİFTÇİ 1 LİTRE SÜTLE  KİLO YEM ALAMIYOR

“Bugün süt üreticilerimiz de bizimle beraber. Afyonkarahisar hiçbir bölgesinde çiftçiler para kazanamadığı gibi onlar da geçim sıkıntısı çekmekte.” diyen Erhan şunları söyledi:

“Süt fiyatı 17,5 lira olarak açıklanmışken şu an burada bulunan çiftçilerimizden 12,5 liraya süt alınıyor. Çiftçimizin binbir emekle ürettiği 1 litre süt daha önce  2 kilo yem alabiliyorken şu an 1 kilo alamıyor. Çiftçi ürettiği 3 litre süt ile 1 litre mazot alamıyor. 1 litre süt ile 300 mililitre mazotu ancak alabiliyor. Çiftçilerimizin ürettiği her şey her geçen gün daha da ucuzlarken tüm masrafları daha da artıyor. Köydeki çiftçimizin sesini duyun, köydeki bu yangını görün.

Hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimizin mağduriyetlerinin yanında Çobanlar ve Bolvadin’de yaşayan pancar üreticilerimiz de dün arayarak farklı bir mağduriyetlerini dile getirdiler. Çiftçilerimiz 2018 yılında satışı gerçekleşen şeker fabrikasına verdikleri pancarlar karşılığında 30 Ocak tarihinde alacakları ödemeyi alamadıklarını ve konuyla ilgili fabrika yetkililerine ulaşamadıklarını beyan ettiler. Alacakları ödemeye göre planlar yapan, ona göre ödeme takvimini belirleyen çiftçilerimiz büyük bir mağduriyet yaşamaktadırlar. Bir an evvel bu mağduriyetin giderilmesini talep ediyoruz.

Çobanlar demişken; daha önce dile getirmiş olduğumuz Konya yolu Çobanlar kavşağında hiçbir düzenleme yapılmadı. Bunun yanında yakın zamanda Ankara yolu üzerinde elim bir trafik kazası yaşandı. TüvTürk kavşağı olarak bilinen bölgede bir önlem alınmazsa bu bölge daha bir çok canı kaybetmemize sebep olabilir. Bu kontrolsüz kavşaklar için gerekli düzenlemelerin acilen yapılmasını ve trafik kazalarının son bulmasını temenni ediyoruz.”

HAYVANLARIN TOPLANMASI DEĞİL, BARINAK SAYISININ ARTIRILMASI GEREKİYOR

“Plansızlık ve programsızlığın alışkanlık haline geldiği uygulamalardan biriyle de bugünlerde karşı karşıya kalmış bulunuyoruz.” diyen Erhan sözlerine şöyle devam etti:

Umudun, icraatın ve geleceğin adı AK Parti’dir! Umudun, icraatın ve geleceğin adı AK Parti’dir!

“İl genel meclisi toplantısında 5 araç alımı yapılması görüşülerek sahipsiz sokak hayvanlarının toplanmasının hızlandırılması gündeme getiriliyor. Şehrimizdeki mevcut altyapıyla sokak hayvanlarının toplanması şu anda halihazırda maksimum doluluktaki barınaklardaki hayvanların bakımını da zorlaştıracaktır. Öncelik hayvanların toplanması değil, barınak sayısının artırılmasıdır. Barınaklar hazır hale gelmeden araç alımı yapmanın hiçbir anlamı yoktur.”

BU ŞEHRE YAPILAN HİZMETLER BİRİLERİNİ RAHATSIZ EDİYOR

“Şehrimize yakın zamanda kazandırılan, daha önce atıl ve atsız bırakılan rahvan at çiftliğinin şu anki halini sindiremeyenler, bir türlü oranın hizmete açılmasını, vatandaşa yapılan hizmeti, o işletmenin halkımıza ve spora hizmet eden bir tesis olmasını kabul etmiyorlar ve köstek olma çabasındalar.” diyen Erhan sözlerini şöyle noktaladı:

“Neymiş, orada gelir elde ediliyormuş. Oraya at binmeye gelen vatandaş bir su içmesin mi, bir çay içmesin mi? 5 liralık çaydan ne kadar kar elde edilecek? Oraya atlarını bırakan vatandaşlar yem parasını ödemeyecek de halk mı ödeyecek? 60’lı yıllardan beri belediyeye tahsis edilmiş Gazlıgöl’deki tesislerin 5 yıllık geçmiş gelirleri talep ediliyor belediyeden? Bu zamana kadar talep edilmeyen bu paralar neden şimdi talep edilmeye başlanıyor? Bu bedelleri talep edenler tesis zarar ediyorsa zararına da ortak olacak mı? Bu kadar borçla bıraktığınız belediyeyi neden sürekli daha da zarara uğratmaya çalışıyorsunuz?

Nedense bu şehre yapılan hizmetler sürekli rahatsız ediyor birilerini. Bu şehre hizmet devam edecek, bu şehir Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkçı belediyeciliğini yaşayacak, şehrin her köşesinde halkımızın hizmetinde bir kreş, bir esnaf lokantası, bir tesis görmeye devam edeceksiniz ve AKP bir daha Afyonkarahisar Belediyesi’ni kazanmayı aklından bile geçiremeyecek.”