Programları kapsamında Afyonkarahisar’a gelen AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz AK Parti İl Başkanlığı’nda gerçekleştirilen basın toplantısına katıldı. Yılmaz’a Yerel Yönetimler Başkan Yardımcıları Semiha Ekinci ile Mücahit Yılmaz eşlik ettiler.
AK Parti İl Başkanlığı’nda gerçekleşen basın toplantısı AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, Yerel Yönetimler Başkan Yardımcıları Semiha Ekinci ile Mücahit Yanılmaz, İl Başkanı Av. Turgay Şahin, Milletvekilleri Av. Ali Özkaya, Av. İbrahim Yurdunuseven, Dr. Hasan Arslan ve teşkilat mensuplarının yoğun katılımlarıyla gerçekleşti.
Basın toplantısının açılış konuşmasını gerçekleştiren AK Parti İl Başkanı Av. Turgay Şahin, “Verdiği sözü tutan, gerçekleştiremeyeceği vaatte bulunmayan AK Parti’mizin “Hizmet ve Eser Siyaseti” vizyonu, yerel yönetim geleneğine dayanmaktadır. Unutmayın ki AK Parti, belediyecilikte çığır açmış kadrolar tarafından kurulmuştur.
Yerel yönetimlerde oluşturduğumuz “AK Parti Belediyeciliği” modeli, tarihe altın harflerle geçmiş, siyasi bir miras oluşturmuştur. Partimiz, ortaya koyduğu ilke ve hizmetlerle yerel yönetim anlayışını dönüştürmüştür. AK Parti, beldelerden büyükşehirlere, kırsal kesimden şehir merkezlerine kadar tüm vatandaşlarımızın talep ve beklentilerini karşılayan, onların memnuniyetini önceleyen, yaşam kalitelerini yükselten bir yerel yönetim standardı inşa etmeyi başarmıştır.
Gerçek Belediyecilik başlığında ortaya koyduğumuz ilkeler, dünya durdukça başarılı yerel yönetimlerin anahtarı olacaktır. Ancak bu ilkelerden birisi var ki bugün anlamı bir kez daha güçlü bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu ilke ‘Vatansever Belediyeciliktir.’ Gerçek Belediyecilik vatansever, gerçek belediyeci değerlerine sahip çıkandır. Milli ve manevi değerleri benimseyen ve koruyan bir şehir kültürü benimser. Geçmişten bugüne hayatımızda var olan değerleri, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla geleceğe taşımak için adımlar atar.
Oysa bugün görüyoruz ki belediyeciliği bir rant, bir kadrolaşma veya bir illegal örgütlenme fırsatı olarak gören yapılar yeniden harekete geçmişler, teslim alınmış, kurtarılmış bölgeler oluşturma, belediye imkanlarını terörizm için kuluçka makinesi olarak kullanma niyetlerini ortaya koymuşlardır
Demokrasi ve Cumhuriyeti istismar etmeye yeltenen bu çevreler cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık; demokrasi fikrinin sütresinde bölücülük yapmaya yeltenmişlerdir. Dünyanın hiçbir ülkesinde, demokrasinin imkanlarının bölücülük ve terör faaliyetleri için kullanılmasına müsaade edilmediği, İspanya’da ETA, İngiltere’de IRA terörüne karşı hükümetlerin mücadelesine destek verilirken ve uluslararası yargı kurumlarının bu konudaki mücadeleyi meşru gören kararları ortadayken nedense ülkemiz söz konusu olduğunda sınırsız özgürlük, terörün himayesinin, propagandasının, finansının, örgütlenmesinin ve şiddet eylemlerinin bile hoş karşılanması, tepki verilmemesi, mücadeleden kaçınılması telkin edilmektedir.
Coğrafyamız bir ateş çemberine dönüşmüşken, terör örgütünün mensupları Esenyurt'u kasıp kavururken kent uzlaşması formülüyle terör örgütüne terk edilen bir belediye ve bu belediyenin akademik hayatının tüm çalışmalarını terörün olumlanması ve bölücü hareketin meşrulaşması üzerine yapan, dahası terör örgütü mensuplarıyla görüşme yoğunluğu ve sayısı Kandil baronlarını bile kıskandıran başkanı hakkında yürütülen soruşturma aleyhine bir kampanya başlatılması manidardır. Kent uzlaşısı ile aslında terör ve terör örgütü ile bir uzlaşma ve paylaşma iradesinin kastedildiği ortaya çıkmıştır.
Milli egemenlik ilkesinin bile ucuz biçimde istismar edildiği, hukuki bir soruşturmanın siyasi bir operasyon olarak isimlendirilmeye çalışıldığı gözlerden kaçmamıştır, bu durum tıpkı, 15 Temmuz hain darbe girişiminden bir gün öncesine kadar, örgütün bankasına, gazetesine, televizyon kanalına, holdingine karşı yürütülen soruşturmalara karşı gösterilen dirence, demokrasi, özgürlük bahanesiyle Fetö’ye arka çıkılmasına benzemektedir.
Dün yine aynı oyun sahnelenmiş, kendilerine milliyetçi seçmeni kandırmak vazifesi verilen birkaç CHP belediyesi haricindekiler, terör soruşturmasını itibarsızlaştırmak için işaret edilen yere koşturmuşlardır. Belediyecilik, sadece belediyeciliktir.
Çöp toplamayı, kirli suları arıtmayı, ulaşım sağlamayı bir türlü beceremeyenlerin belediyecilikten anladığı ise rant, ayrımcılık ve daha kötüsü terör örgütü ile iş tutmaktan ibarettir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle bir koltukta terör, diğerinde sivil siyaset taşınmaz. Hukukun ve demokrasinin içine girmeyen, hukuk ve demokrasi içinde karşılığını alır, almıştır ve bundan sonra da alacaktır" dedi.