Sosyal Bilimler Enstitüsünde eğitim gören öğrenciler için İbrahim Küçükkurt Konferans Salonunda düzenlenen mezuniyet törenine; AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Halil İbrahim Delice ile birlikte akademik personel ve öğrenciler katıldı.
32 YILDA 3 BİNE YAKIN MEZUN
Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü Öğretim Elemanı Mustafa Emir Barutcu’nun piyano resitali ile başladı. Törenin açış konuşmasını yapan Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hacı İbrahim Delice, mezunların toplumların öncüleri olacağını belirterek, sosyal bilimcilerin toplumu, layığı olduğu yere taşıyacağını vurguladı. Delice, “Enstitümüz 1992’de üniversitemiz ile birlikte kuruldu. Enstitümüzde; 25 anabilim ve 2 ana sanat dalı bulunmakla birlikte bu anabilim ve ana sanat dallarına bağlı 12 doktora, sanatta yeterlilik ve 35’i tezli 14 ü tezsiz olmak üzere 49 yüksek lisans programı bulunmaktadır” dedi. SBE’nin kuruluşundan bugüne kadar enstitüden 2 bin 302 tezsiz lisans, 2 bin 223 tezli yüksek lisans, 284 doktora ve 29 sanatta yeterlilik öğrencisinin mezun olduğu bilgisini kaydeden Delice, “Bu dönemki mezunlarımızla birlikte mezun sayımız 3 bine yaklaşmış oluyor. Mezunlarımız, sosyal bilimlerin her alanında kendilerini çok iyi yetişmiş uzmanlık alanıyla gösterecekler. Kendilerini yetiştiren ailelilerine, millete, kuruma katkılarını böylece sağlamış olacaklardır. Mezunların ortaya çıkmasında üniversitemizin sınırsız katkıları hocalarımızın emekleri mevcuttur” diye konuştu.
“ÜNİVERSİTELER, BİLGİ ÜRETME FABRİKALARIDIR”
AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir ise üniversitenin 1974’ten beri hizmet verdiğini söyleyerek, şunları ifade etti: “Hizmet iki farklı şekilde oluyor. Birincisi insan yetiştiriyor. Kayıtlarımıza göre 170 bin mezun verdik. Lisansüstü eğitimde de yaklaşık 30 yıldır mezun veriyoruz. Türkiye’deki doktora mezunu sayısındaki sıralamaya göre yerimiz gayet iyi. Anabilim dallarımız iyi çalışıyor. Doktora öğrencisi alıyor, yetiştiriyor ve mezun ediyor. Bundan dolayı enstitülerimizin hepsini tebrik ediyorum. İkinci temel fonksiyonu ise bilgi üretmektir. Üniversiteler bilgi üretme fabrikalarıdır. Bu bilgi ile ülke olarak güç kazanacağız. Ülkeye yenilikler getirip para kazanarak güç getireceğiz. Yüksek lisans ve doktora yapmak; lisans, ön lisans gibi değil. Ön lisans, lisans okuyarak meslek sahibi olursunuz demek ama yüksek lisans, doktora yapmak okumaya başlamak demektir.”
“OKUMAK BİZİ İNSAN YAPIYOR; YAZMAK ETKİMİZİ ARTTIRIYOR”
Yüksek lisans, doktora mezunlarının sürekli okumalarının yanında yazmalarının da gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Geliştirdiğiniz bilgi alanında yazmanızı da bekliyoruz. Okumak bizi insan yapıyor ama yazmak etkimizi arttırıyor. Yazdığımızda kuralı biz koymuş oluyoruz. İcat eden adını koyduğu için hak onun oluyor. Yazmak bizi değerli ve kaliteli yapar. Çevremize katkı sağlamış oluruz” dedi. Özdemir, “Lisans üstü eğitim almış arkadaşlar olarak işimiz fikir geliştirmek. Fikir geliştirirken bazı arkadaşlarımızın yolunu açalım, işlerini kolaylaştıralım. Açtığımız yol hakikate ulaştırsın. ‘Mış’ gibi yapmayalım. Gerçekten bir şeyler yapalım ondan sonra bilgi üretmiş oluruz” diye konuştu.
